Chernobyl Dizisi Gerçek mi Kurgu mu?
Game of Thrones’tan sonra adeta tatmin olmamış bir boşluğa düşen GoT seyircileri, yana yakıla bu boşluğu bir nebze dolduracak bir dizi arayışındayken ilaç gibi yetişti Chernobyl dizisi. Her ne kadar son sezon için geçerli olmasa da, yıllarca yeteneğini ve gücünü kanıtlamış HBO’dan gelen bir dizi, tabii ki ilgi odağı olacaktı.
Dizi ekranlara veda etse bile hakkındaki tartışmalar hala sürüyor. Pek çok izleyiciden tam not almasına rağmen sert eleştirilerin de odağı oldu.
Anti-Komünizm ile Suçlanan Dizi Gerçekten de Öyle Mi? Yoksa Öküz Altında Buzağı Mı Aranıyor?
Bu soruların cevabına ilk olarak karakterler üzerinden giriş yapmak istiyorum. Her ne kadar son ana kadar bundan bahsedilmese de, dizideki bazı karakterler tamamen kurgu. Evet, tarihi bir olayı anlatan bir dizideki, kilit rol oynayan karakterlerden Ulyana Komyuk kurgusal bir karakter. Pek çok izleyiciyi derinden etkileyen, belki de sinirlendiren sahnelerden biri olan nükleer fizikçi – işçi sahnesi de tamamen kurgusal. Burada işçi sınıfı aşağılanıyor ve yapılan uygunsuzluk sosyalizme mal ediliyor. Kurgusal sahne açık olarak sosyalizmin küçümsenmesiyle sona eriyor.
İlk bölümlerde izleyiciye ufak ufak, dramla birlikte sunulan bu kurgusal ve çarpıtılmış gerçeklik, son bölümde adına layık bir şekilde final yapıyor. Hayali karakter Komyuk, yine tamamen kurgusal bir mahkemede, gerçekte olmayan bir davada bulunuyor. Burada tarihe adını unutulmayacak bir şekilde kazımış Profesör Legasov’a bile aslında hiç bulunmadığı bir ortamda, reaktörün ucuz malzemeden yapılması gibi aslında hiç söylemediği sözler söyletiliyor.
Gerçek konuşma ise Viyana’da yapılıyor ve Uluslararası Atom Enerjisi Enstitüsü başkanı dahil bilim adamları ikna ediliyor. Hatta başkan, “Bir yandan faciaya santral personelinin olağanüstü hataları sebep olurken, öbür yandan, olay gerçekleşir gerçekleşmez Sovyet uzmanlar sıra dışı bir yeterlilik ve profesyonellikle ortaya çıkan sonuçları elemine etmek için müdahil olmuşlar.” diye bunu açıklıyor.
Chernobyl 5. Bölümde Gerçekleşen Komplo Teorileri
Bu kısımda pek çok komplo teorisi yer alıyor ve bu komplo teorilerinin gerçek olma ihtimali de tabii ki göz ardı edilmemeli. Legasov’un bu konuşmayı baskı altında kalarak yapması, daha sonra bundan vicdan azabı duyarak intihar etmesi gibi pek çok ihtimal hala konuşulmakta ama hala kesin bir sonuca varılamamakta. Bunların doğru olma ihtimalinin yanı sıra, muhtemel diğer ihtimaller de göz önüne alınmalı. Dizide izleyicilere gösterilenlere doğrudan sorgulamadan dramayı iliklerine kadar hissederek inanmak yerine, bu konuda tarafsız kişiler tarafından yapılan araştırmalar, makaleler ve kitapların okunması gerekiyor.
Dizide Verilen İstatistikler Doğru Mu?
Dizide verilen sayıların da çoğu havada kalıyor. Sovyet arşivlerine ve bilgilendirmelerine göre 31 kişinin öldüğünden bahsediliyor ve dizide de bu olduğu gibi iletiliyor. Fakat tabii ki bu yeterli kalmıyor ve dramı artırmak için “tahmini” bir sayı verilerek madencilerin 40 yaşına gelmeden öldüğünden bahsediliyor. Bu doğru olabilir ama bunun doğruluğunu kanıtlayacak herhangi bir araştırma bulunmuyor.
Dizide Chernobyl faciasıyla Hiroşima kıyımının yan yana koyulması da, izleyicileri tetikleyen başka bir etken olarak görüldü. Her ne kadar ikisi de nükleer maddeden dolayı ortaya çıkmış yıkımlar olsa da, biri bir hatadan dolayı ortaya çıkarken diğeri o bölgedeki insanları; asker, sivil, yaşlı, çocuk demeden katleden bir saldırıdır. Bu iki olayın aynı cümlede yer alması bile saf ve objektif bir bakış açısından uzak olunduğunu gösteriyor. Hiroshima kıyımı bir bakıma normalleştirilmeye, hatta Chernobyl’den daha iyimser bir olay olarak gösterilmeye çalışılıyor.
Kısacası Chernobyl dizisinin, soğuk savaş yıllarından kalma anti sosyalist propagandanın son yıllarda kullanılan en ucuz saldırılarından biri olduğu çok bariz şekilde görülebiliyor. Zamanında George Orwell’ın Hayvan Çiftliği kitabını değiştirtip de basan, ardından tamamen Anti-Sovyet propagandasına sahip 1984 adlı kitabı yazdıranlar, bugünkü Chernobyl dizisini görse şapka çıkarırdı herhalde…
Konuk Yazar: Dinçer Yıldız