Film

İngiliz Sinemasının Sıra Dışı Yönetmeni Guy Ritchie ve Birbirinden Acayip 10 Filmi

Guy Ritchie kendine has üslubu olan sayılı yönetmenlerden biri. Bazıları tarafından Quentin Tarantino’ya benzetilse de benzetme kelimesi buradaki tam karşılığı vermiyor. Çünkü kendine has üslubu olan birini diğer yönetmenlere benzetemezsiniz. En fazla verdikleri tat ya da hissettirdikleri duygu aynı diyebiliriz. Bu listede ise kısa filmleri hariç Guy Ritchie’nin yönetmenliğini yaptığı filmleri sizin için derledik.

1- Lock, Stock and Two Smoking Barrel

Bilinen ismiyle Ateşten Kalbe Akıldan Duman’a Guy Ritchie’nin ilk uzun metrajlı filmi, aynı zamanda senaryosu da kendisine ait. Başrollerinde Jason Flemyng, Dexter Fletcher, Jason Statham ve Nick Moran yer alıyor. Ünlü sanatçı Sting’in de küçük ama karizmatik bir rol ile filmde yer aldığını hatırlatalım.

Filmi kısaca özetlemek gerekirse, illegal işlerden para kazanmaya çalışan dört arkadaşın mafyanın da yer aldığı bir kumar masasında büyük bir borcun altına girmesi ve bu borcu ödemeye çalışmaları anlatılıyor. Borcu ödemek için para bulma fikirleri, başlarına gelen olaylar, senaryo ve çekim teknikleri ile film adeta bir Guy Ritchie şaheseri.

2- Snatch

Türkçeye “Kapışma” olarak çevrilen filmin başrollerinde Brad Pitt, Jason Statham, Jason Flemyng, Vinnie Jones ve Benicio Del Toro gibi isimler yer alıyor. Film konu olarak hiç alakası olmasa da Lock, Stock and Two Smoking Barrel’sın devamı gibi. Guy Ritchie yine kendisine has teknikleriyle karakterleri muhteşem bir şekilde kullanıp, şaşırtan bir sona sizi hazırlıyor. İngiliz kara mizahının en iyi kullanıldığı film desek sanırım abartmış olmayız. Filme puanım dokuz kanka!

3- Swept Away

Guy Ricthie’nin bir zamanlar Madonna ile evli olduğunu sanırım biliyorsunuz. Bilmiyorsanız da şimdi öğrendiniz. Bu gereksiz bilgiyi verdik çünkü film, Guy Ritchie’nin sırf Madonna’nın gönlü olsun diye çektiği bir filme benziyor. Romantik aşıklar klişesinin ötesine geçemeyen bir film olmak birlikte, Ritchie’nin en kötü filmi diyebiliriz. Sadece ada hayatı, güzel deniz vs için şans verilebilir. Üzerine konuşacak ya da düşünecek herhangi bir özelliği bulunmuyor.

4- Revolver

Türkçe’ye haliyle “Tabanca” olarak çevrilen film, Guy Ritchie’nin en tartışmalı filmi. Jason Statham’ın canladırdığı Jake Green karakteri, 7 yıl boyunca hapishanede yan hücredeki elaman sayesinde kumar olayını yalayıp, yutar. Dışarı çıkınca da haliyle bu öğrendiklerini uygulamak ister. Önceki filmlerine göre konusu biraz karmaşık gelen filmi anlamak için biraz çaba sarf etmemiz gerekiyor. Başrollerinde ise Jason Statham, Ray Liotta ve Mark Strong gibi isimler bulunuyor ki oyuncular ve oyunculuklar çok sağlam. Film boyunca birçok aforizmaya şahit oluyoruz ve bazıları çok sağlam. Filmi ya çok seveceksiniz ya da hiç sevmeyeceksiniz. Ortası yok.

5- RocknRolla

Filmin başrollerinde Gerard Butler, Tom Wilkinson, Thandie Newton, Toby Kebbell ve Tom Hardy gibi oyuncular yer alıyor. Sayamadığımız birçok isim daha söz konusu. Guy Ritchie bu film ile birlikte kendi özgün tarzına doğru bir dönüş sergiliyor aslında. Yine mafya babaları, rastlantısal olaylar ve finalde büyük düğümün ustalıkla çözüme kavuşması… Tat olarak kesinlikle Snatch ve Lock, Stock and Two Smoking Barrel’ı aratıyor. Ama aratması bile filmi güzel kılmaya yetiyor. Sonuç; izlenir mi izlenir!

6- Sherlock Holmes

Sherlock Holmes hikayelerinin gücü, Guy Ritchie tarzıyla birleşir, üstüne de Robert Downey Jr. ve Jude Law eklenirse ortaya kötü bir film çıkma ihtimali kalmaz. Filme laf eden çarpılır. Aksiyon, çekim, zeki bir senaryo, oyunculuklar, komedi unsurları… Her şeyiyle dört dörtlük bir film Sherlock Holmes. Filmin başlarında yer alan ringdeki dövüş sahnesi bile “kült sahnelere” kafadan girer. Harika bir pazar akşamı filmi diyebileceğimiz Sherlock Holmes’u izlerken, kendinize güzel bir atıştırmalık sofrası kurmayı da unutmayın.

7- Sherlock Holmes: A Game of Shadows

Tahmin ettiğiniz gibi Sherlock Holmes’un devam filmi. Bu sefer Sherlock’un ünlü düşmanı Professor James Moriarty de filmde yer aldığından, karanlık bir hava mevcut. Sanırım bu havadan dolayı ilk film kadar sevemedim. Normalde gerilimi eğlenceli bir şekilde veren Guy Ricthie, bu sefer korku öğelerini de filme yedirmiş. Oyuncu kadrosu da ilk filmle aynı olduğundan yine izlemesi çok keyifli bir film sizleri bekliyor.

8- The Man from U.N.C.L.E.

Bu filmi izlediğimi dün gibi hatırlıyorum ama üzerinden 4 yıl geçmesine biraz şaşırdım, zaman hızlı akıyor. Başrollerinde Henry Cavill, Armie Hammer ve Alicia Vikander’ın yer aldığı film bir casusluk filmi. ABD ve SSCB arasındaki soğuk savaşın zirve yaptığı 1960’larda geçen filmde, nükleer bir bombanın engellenmesi için birlikte çalışan iki ülke ajanının hikayesi konu ediliyor. Guy Ricthie kendi tarzından biraz uzaklaşsa da zaman zaman kendi üslubunu kullanmayı da ihmal etmemiş. Görsellik ve diyaloglar da güzel olunca filmi izlememek için bir sebep kalmıyor.

9- King Arthur: Legend of the Sword

Başrollerinde Charlie Hunnam, Jude Law ve Djimon Hounsou’un yer aldığı film, tahmin edebileceğiniz gibi Kral Arthur efsanesini konu alıyor. Guy Ricthie bu sefer kendi tarzını yansıtmaktan hiç çekinmemiş. Müziklerini ayrıca çok sevdiğimi de belirtmeden geçemeyeceğim. “King Arthur Soundtrack“ diye aratıp defalarca dinleyebilirsiniz. Başlangıçtaki savaş sahnesi ve son savaş sahnesi bir adım öne çıksa da genel olarak eğlenceli bir film.

10- Aladdin

Evet, “Disney’in el atmadığı yönetmen ve oyuncu kalmayacak” söyleminin son örneği gördüğünüz gibi Guy Ritchie. Başrolünde Will Smith’in olması ve klasik Aladdin hikayesinin içine edilmesi dışında filmle ilgili anlatacak pek bir şey yok. Disney standardında ortalama bir film olsa da “Guy Ritchie” filmi demeye dilimiz varmıyor. İzleyip izlememek size kalmış.

Yorum yap

Your email address will not be published. Required fields are marked *

error

Bizi Sosyal Medya'da Takip Etmeyi Unutmayın!