Watchmen Dizisi 1. Sezon 2. Bölüm İncelemesi

Watchmen 1. bölüm incelememiz, Tulsa Katliamı ve daha fazlasını anlattığımız ilk yazımız için tıklayın!

HBO’nun yeni dizisi Watchmen’in 2. bölümü de ilk bölümü gibi ilgi çekici ve merak uyandırıcıydı. Bu bölüm itibarıyla dizinin konusunun ırkçılığı temel alacağını söyleyebiliriz. Yani hikaye bu çerçevede gelişecek. Şu ana kadar olanlara bakarsak senaryo açısından her bölüm ters köşe olmamız baya yüksek bir ihtimal.

Bölüm yine bir flashback ile başlıyor. Will Reeves’in (tekerlekli sandalyedeki amca) babası 1. Dünya Savaşı içindeyken Almanlar tarafından atılan bir propaganda afişini buluyor. Afişte, siyahilerin beyazlarla eşit haklara sahip olmamasına rağmen beyazlar için savaşmasının hangi demokrasiye hizmet ettiğini sorgulayan bir yazı bulunuyor. İçerik tamamen rahatsız edici gerçeklerden oluşuyor aslında. İlk bölümde 1921 Tulsa Katliamı sırasında Will Reeves’e babası tarafından verilen not da aslında bu afiş.

Polis şefi Judd Crawford’un cesedinin yanında bulunan Will Reeves, Sister Night tarafından sorgulanmak üzere götürülüyor. Sorgu sırasında Dr. Manhattan’ın da baya bir bahsi geçiyor. Bölümün en önemli kırılma noktası ise burada oluyor. Will Reeves’in referansıyla Judd Crawford’un evini incelemeye giden Sister Night burada, siyahilere karşı kurulan gizli bir ırkçı örgüt olan Ku Klux Klan’a ait bir elbise buluyor. Yani iyilik timsali polis şefi Judd Crawford ırkçı bir örgütün gizli üyesi. Bu arada Sister Night’ın yıllar önce polislere karşı düzenlenen bir saldırı gecesinden Judd sayesinde kurtulduğunu da belirtelim. Judd karakteri, Sister Night için önemli bir figür dizide. Ayrıca Will Reeves, Sister Nhigt’a onun dedesi olduğunu da iddia ediyor.

Bölümde ayrıca Watchmen evreninde, 1930’lu yıllarda maskeli kahraman modasını başlatan Hooded Justice’e de kısa bir bakış atılıyor. Market soygunu sırasında soyguncuları acımasızca katletmesiyle anti-hero’luk seviyesinin yükseklerde gezdiğini söyleyebiliriz. İlerleyen bölümlerde bu karakterle ilgili ilginç bağlantılar ve olaylar da görebiliriz. Gazete satıcısı ufak çocuğun da bağıra bağıra anlattığı “uzaylı istilası” haberi aslında gerçekten yaşanmış bir olay. 1938 yılında radyo tiyatrosu yapan Orson Welles’in anlattıklarının gerçek sanılması sonucu, New York’un uzaylı istilasına uğradığını düşünenler tarafından muhteşem bir panik havası yaratılmış.

Watchmen Dizisinde Kim İyi Kim Kötü?

Dizide Seventh Kavalry olarak geçen Rorschach maskeli suçlular dolayısıyla baya bir kafamız karışmıştı. Çünkü Rorschach karakteri anti-hero da olsa suçlulara karşı acımasızca savaşan bir kahramandı. Polislere saldıran Seventh Kavalry tarafından kullanılması da kafalarda soru işareti yaratıyordu. Bu bölümde aslında kimin iyi kimin kötü olduğunu biraz sorgulanmamız istenmiş. Polis şefi Judd Crawford’un Ku Klux Klan üyesi olması, ırkçı saldırılar sonrasında ailesini kaybetmiş olan Will Reeves tarafından öldürülmesi gibi bilgiler neticesinde tarafların hala netleşmediğini söyleyebiliriz.

Son olarak Jeremy Irons tarafından hayat verilen Ozymandias’ın da klon insanlarla birlikte kendine küçük bir tiyatro kurduğunu görüyoruz. Öyle ki ilk bölümde bahsettiği oyunda, Dr. Manhattan’ın güçlerine nasıl kavuştuğunun canlandırılmasını izlediğine şahit olduk. “Oyun yeni başladı” derken de kendisinin asıl oyun kurucu olduğunu belirttiğini tahmin ediyoruz. Aynı filmdeki gibi.