Netflix’teki The Social Dilemma (Sosyal İkilem), son zamanlarda gerçeği yüzüme tokat gibi çarpan en etkileyici belgesellerden biri oldu. 9 Eylül’de Netflix kütüphanesine eklenmesine rağmen hızla tüketilen başarılı bir yapım aynı zamanda. Biliyorsunuz, Netflix’te beğendiğimiz film ve dizileri size şu sekmede öneriyoruz. Bu belgeseli de çok beğendik. Bu yüzden de biter bitmez hemen yazmak için bilgisayar başına geçtim.
Sosyal medya hesaplarımızın izlendiği, tüm bilgilerimizin kaydedildiği ve konuşmalarımızın dinlendiği gibi pek çok bilgiyi öğrenmek için belgesel izlememize gerek yoktu elbette… Fakat tüm bunları birinci ağızdan dinlemek gerçekten tüylerimizi ürpertti. Bu belgeselin en önemli yanı bizzat Facebook, Instagram, Pinterest, Twitter ve Google’ın eski çalışanlarının ağzından birtakım gerçekleri dinleyebilmek.
Eğer aklınızda “The Social Dilemma ne anlatıyor?”, “The Social Dilemma konusu ne?”, “Sosyal İkilem belgeseli izlenir mi?” gibi sorular varsa, yazıyı okumaya devam edin. Çünkü bu yazı sizin için yazıldı.
Sosyal medyanın son zamanlarda gösterilen öteki yüzüne tanıklık edebileceğimiz bu belgesel, sosyal medya platformlarının, diğer bir deyişle teknoloji devi olan uygulamaların insanları nasıl yönlendirdiğinin, algılarımızla oynayıp bizi nasıl birer ürün olarak kullandığının detaylarına iniyor.
Biz masum bir şekilde 3-5 fotoğrafa baktığımızı sanırken arka planda pek çok oyun dönüyor. Nasıl bir profil olduğumuzdan hangi yemeklerden hoşlandığımıza, hangi markalardan alışveriş yaptığımızdan karakter özelliklerimize kadar… Hangi fotoğrafa ne kadar süreyle baktığımızı bile biliyorlar. Sosyal medya hesabımızı ilk açtığımız andan beri takip ediliyoruz, verilerimiz algoritmalar tarafından kaydediliyor. Onlar ne görmemizi isterse, biz akışımızda onları görüyoruz. Algoritmanın amacı ne diye soracak olursanız, bizi daha uzun süre “içeride” tutmak ve dikkatimizi çekmeyi başarabilmek.
Sürekli bildirimler göndererek dikkatimizi çekmeye çalışıyorlar, ilgilenebileceğimiz türden videoları ana sayfamıza düşürüyorlar, tıpatıp aynı arkadaş çevresine sahip olsak bile her birimizin ilgi alanı farklı olduğundan bambaşka reklamlara maruz kalmamızı sağlıyorlar. Kısacası; sosyal medyada hesabınız varsa, bu belgesel size can sıkıcı gerçeklerden bahsedecek.
Son yıllarda geleneksel medyanın kullanımı büyük oranda azaldı. Her şey dijitalleşti ve bilgi akışı internet üzerinden gerçekleşmeye başladı. Gazeteler, televizyon ve haber siteleri günümüzde her ne kadar tercih edilmiyor olsa da burada verilen tüm bilgilerin editoryal kontrolden geçmesi gerekir. Dolayısıyla bir onay mekanizması vardır. Sosyal medyada ise durum böyle değil. Orada yapay zeka size neyi göstermek isterse, oraya gidersiniz.
Politik ya da değil, sosyal medya üzerinden pek çok konuda yanlış haber yayılıyor. Kısa sürede geniş kitlelere ulaşan haberlerin birçoğu yalan… Bu bilince sahip kişiler bile çoğu zaman algılarımızla oynamaya çalışan bu uydurma haberlere inanabiliyor. Bu nedenle sosyal medya özellikle politikacıların çok sevdiği bir alan. En ufak bir uydurma haber ile kendilerini ankette öne çıkarıp, rakiplerini yerin dibine sokabilmek gerçekten büyük avantaj.
Belgesel, 90 dakika boyunca belgeselde “sosyal medya sizi ne izleyeceğiniz konusunda yönlendirir, algılarınızla oynar, karşınıza öneri çıkarırsa tıklamayın bu çarkın dönmesine ortak olmayın!” dedi dedi, film bitti ÇAT “Netflix size şunları öneriyor” yazısı ve altında da 3 yeni film çıktı. İroninin böylesi 😊
Kesinlikle izlenmeli. Filmi izlerken kendinizi izliyormuş gibi hissedeceksiniz. Sürekli “Aynı ben!” diyerek izledim ve bu da alışkanlıklarımı sorgulamamı sağladı. Sabah uyandığımızda gözümüzü açıp telefona bakıyoruz, gece yatmadan önce yine telefona bakıyoruz. Gün içerisinde sosyal medyada saatlerimizi harcıyoruz. Telefonlara “zaman kısıtlaması” gibi bazı eklentiler geldi. Ben her gün şaşkınlıkla bakıyorum bu verilere. Yalnızca 2 saat kullandığımı düşündüğüm günler, aslında 5 saat kullandığım gerçeğiyle yüzleşiyorum. Bu belgeselden sonra kendime haftada 5 saat telefon kullanma limiti koydum, umarım başarırım. Bir düşünün; son zamanlarda 1 gün boyunca elinize telefonu hiç almadığınız oldu mu? İnsanlar bu soruya %90 oranında hayır cevabı veriyor.
Sosyal medya bağımlılığının nedenleri, sosyal medya şirketlerinin nasıl manipüle ettiği, facebook vb şirketlerin insanları ekran başında tutabilmek için hazırladığı algoritmalar, hepimizin birer kobay olarak kullanıldığı ve üzerimizden para kazanıldığı gerçeğini anlatıyorlar. Mutlaka ve mutlaka 90 dakikanızı ayırıp bu belgeseli izleyin, 91. dakikada sizi telefonunuzdan ve sosyal medyadan uzaklaştıracak bazı ciddi kararlar alacaksınız. Sosyal medyanın bugünlere gelmesinde önemli rol sahibi olan kişilerin çarpıcı açıklamalarından, “sosyal medyadan uzak durun” uyarılarından etkilenmemeniz mümkün değil.
İlk başta kötü niyetle yapılmamış olmasına rağmen zamanla insanların depresyona girmesine sebebiyet veren bazı eklentiler olmuş. Bunlardan biri like butonu. Like butonunun çıkış noktası dünyaya sevgi ve mutluluk yaymakmış. Fakat like sayısı diğer arkadaşlarından düşük olduğu için kendine zarar veren, depresyona giren hatta intihar eden insanların sayısındaki artışı görünce çalışanlar şok olmuş. İnsanlar bu buton yüzünden birbirleriyle yarışa girdiği için daha özgüvensiz ve asosyal kişiliklere bürünmeye başlamış.
Katıldığım bir Google konferansında birden fazla hesapla giriş yapabilme özelliği geldiğinde evde yalnızca tek bir telefon olan düşük gelirli bir ailedeki ev hanımının dört gözle kocasının işten eve gelmesini beklediğini anlatmışlardı. O kadınla konuştuklarında kendi cep telefonu olan arkadaşlarının yanında moralinin bozulduğunu, kendini kötü hissettiğini söylemiş. Bu durum aile içi tartışmalara sebebiyet vermiş. Yani sosyal medya bağımlılığında herhangi bir yaş ve sosyoekonomik düzey söz konusu değil.
Bizi Takip Edin:
Twitter
Instagram
Letterboxd
Youtube
Dark, Netflix, TENET ve daha birçok konudan bahsettiğimiz podcast’lerimizi dinleyebilirsiniz:
Soundcloud: soundcloud.com/kulturflix
Spotify: https://spoti.fi/2ZSJhFy
iTunes: https://apple.co/2AnbCJh
Spreaker: https://bit.ly/3cj1HBR
TV+ ve tabii, bir iş birliği anlaşması imzalayarak UEFA Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi ve…
TV+, Sylvester Stallone'nin başrolde olduğu popüler suç draması Tulsa King’in 2. sezon fragmanını yayınladı. Tüm…
TV+, başrollerini Luke Hemsworth ve Oscar ödüllü oyuncu Morgan Freeman'ın paylaştığı Gunner filminin yayın tarihini…
Bu yaz İstanbul'da TV+ sponsorluğunda bir açık hava sinema şöleni düzenlenecek. 9 Temmuz'da başlayacak ve…
Turkcell'in popüler müzik uygulaması fizy, yeni müzik ve magazin serisi 'Popcast'i tanıttı. Bu özel videocast…
Türkiye’nin süper içerik platformu TV+, 9 günlük bayram tatilinde izleyicilere keyif dolu seçenekler sunuyor.Her yaş…