Netflix

Netflix Film İncelemesi: The Highwaymen

*Okuyucunun dikkatine: Bu yazı Netflix filmi The Highwaymen’in inceleme yazısı olduğundan spoiler içermektedir.*

Başrollerinde Kevin Costner ve Woody Harrelson’ın yer aldığı, yönetmenliğini ise John Lee Hancock’un üstlendiği bu Netflix filmi 1930’lu yıllarda modern Robin Hood olarak bilinen Bonnie ve Clyde çiftinin peşine düşen FBI ve Texas Polisleri’nin hikayesini anlatıyor. Daha çok iki yaşlı polisimizin hikayesi. Filmin başından sonuna kadar Bonnie ve Clyde ismini duysak da kendilerini pek görmüyoruz. Hatta yüzlerini net olarak filmin sadece son sahnesinde görüyoruz.

Bonnie & Clyde

The Highwaymen’in bize sunduğu ve biraz da düşüncelere dalmamıza sebep ilk hikaye olgusu yaşlılık. Kevin Costner ve Woody Harrelson’ın hem karakterlerine verdiği o yaşlı kurt hissiyatı hem de gerçekten yaşlanmış olmaları insanı ister istemez biraz düşündürüyor. Bonnie ve Clyde’in hapishaneden arkadaşlarını kaçırdıkları sahneyle başlayan film, gazetecilerin dönemin valisine, suçlu çift için kahraman ve Robin Hood yakıştırması yapıldığını söylemesi ve “Onlar Robin Hood mu?” sorusuyla devam ediyor. Burada valinin verdiği “Robin Hood bir benzinlik çalışanını dört dolar ve bir depo benzin için direkt kafadan vurdu mu?” cevabı filmi hangi pencereden izleyeceğimizi gösteriyor. Klasikler arasına giren 1967 yapımı iki Oscar’lı “Bonnie ve Clyde”  filminde suçlular biraz sempatik bir şekilde ele alınmış hatta filmin sonunda izleyicilerini de sanırım biraz üzmüştü. Bu filmde ise neden üzülmememiz gerektiği net bir şekilde veriliyor.

Film başladığında iki yıldır aranan çiftin hapishane firarı sonrası, vali biraz da gönülsüz olarak, eskilerde çok iyi bir silahşör olduğu söylenen Frank Hamer’ı özel bir yetki ile çiftin peşine takılması onayını veriyor. Kevin Costner’ın Frank Hamer karakterinin görevi kabul ettikten sonra, tarlada yaptığı atış talimleri sırasında ısrarla birkaç atışında başarılı olmasını bekliyorsunuz ama yaşlılık ve polislikten uzak geçen yılların verdiği etkiyle hiç başarılı olamıyor. Tek başına bu işin altından kalkmayacağını anladıktan sonra eski ortağı olan Woody Harrelson tarafından canlandırılan Maney Gault karakterini de yanına alarak suçlu çiftin peşine düşüyor. Suçlular her zaman evine döner teorisinden yola çıkarak çiftin memleketlerinde pusu kuruyor ve başarılı da oluyor aslında. Çenesi düşük polisler olmasa belki hemen sonuca bile ulaşılabilirdi.

Suçlu çiftin iki polis memurunu muhteşem bir soğukkanlılıkla öldürmeleri ise kafanızda oluşan Robin Hood benzetmesinden sizi tüm hızıyla uzaklaştırıyor. Ne kadar sevimli hatırlasanız da yerde yaralı yatan polisin kafasını tüfekle dağıtmak gerçekten de pek Robin Hood’luk bir durum değil. Filmin ilerleyen bölümünde ise benzin istasyonunda geçen sahnede çiftin neden sevildiği izleyiciye anlatılmaya çalışılıyor. Ekonominin kötü olduğu ve bankalar tarafından el konulan evlerin zirveye ulaştığı bir dönemde, bankaları soyan çiftin polisleri öldürmesi halk tarafından pek önemli görünmüyor. Neyse ki Frank Hamer benzinciyi hafif tokatladıktan sonra meselenin ne olduğunu kafamıza sokuyor. Çifte en çok yaklaştıkları ve şehir merkezinde geçen bölümde ise çiftin fanatiklerini net bir şekilde görüyorsunuz. Adeta film yıldızları gibi muamele görüyorlar. Gerçek hayatta da çiftin cenaze törenine katılan kişi sayısına baktığımızda bunun bir abartı olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Çiftin cenaze törenine toplam 35.000 kişi katılıyor. 13 cinayete göre hayal dahi edemeyeceğiniz bir rakam.

The Highwaymen bize karakter derinliği anlamında çok fazla bir şey vadetmiyor. Hikayeyi zaten iyi adamların gözünden izliyoruz. Frank Hamer’in Clyde Barrow’un babasıyla olan muhabbeti dışında karakter çözümlemesi yapabileceğimiz bir nokta da yok. Hoş, babanın söylediği “Oğlum sadece tavuk çaldığı için tutuklandı” lafı da maalesef bir klişenin ötesine geçemiyor. Filmin 1930’ları ve dönemin şartlarını çok güzel yansıttığını söyleyebiliriz. Oyunculuklara söyleyecek bir sözümüz zaten olamaz. Film ise 10 üzerinden 7 puanı hak ediyor. İzlemek isteyenlere önerim Bonnie ve Clyde filmi ile arka arkaya izlemeleri. Filmin sonundaki gerçek kareler ise size adeta bir After Credits heyacanı yaşatacak.

Yorum yap

Your email address will not be published. Required fields are marked *

error

Bizi Sosyal Medya'da Takip Etmeyi Unutmayın!