Netflix tarih odaklı filmler ve diziler yapmayı seviyor. En son ünlü İskoç kralı Robert Bruce’un hayatına odaklandığımız Outlaw King filmini yayınlamışlardı. Başrolünde Chris Pine’ın yer aldığı filmi pek beğendiğimizi söyleyemeyiz. The King filmine gelecek olursak Outlaw King’deki gibi bir kurgu kullanılmış hikaye anlatımında. Savaş sahnelerinden çok diyaloglara yer verilmiş. Yani filmi izleyelim güzel savaş sahnelerine doyalım diyorsanız yanlış yerdesiniz. Savaş sahneleri az olsa da hakkını verdiklerini söylemeliyim. Bana biraz Vikings’i hatırlattı ayrıca Game of Thrones’un ünlü bölümünde yer alan Battle of Bastards gibi sağlam bir savaş sahnesi içeriyor. Bu arada iyiden kastım kan ve kesilen insanların muhteşem bir kareografi şeklinde sunulması değil, gerçeklik. Sanırım orta çağ döneminde savaşlar aynı bu şekilde oluyordur.
Bizi Takip Edin:
The King filminin başrolünde Call Me by Your Name ile üne kavuşan Timothée Chalamet ve Warrior’dan hatırlayacağınız Joel Edgerton yer alıyor. Kendisi aynı zamanda filmin senaristlerinden ve yapımcılarından biri. V. Henry İngiltere kralların arasında önemli bir yere sahip. Fransa ile aralarında süregelen büyük çekişmeler sonucu, Fransa tahtına oturmaya en çok yaklaşan İngiltere kralı diyebiliriz. Kendisini canlandıran Timothée Chalamet oyunculuk açısından iyi bir iş çıkarmış ama bir kraldan çok kilisede rahip olabilecek bir fiziği yüzünden alışmakta zorluk çektiğimi söylemeliyim. “Bütün krallar heybetli mi olmak zorunda?” dediğinizi duyar gibiyim. Tarih kitaplarında yer alan bilgilere göre kendisi 1.90 boyunda ve gayet yapılı bir fiziğe sahipmiş. Joel Edgerton’un da oyunculuğunu normal olarak değerlendirirsek bence en iyi oyunculuk kısıtlı sahnesine rağmen Robert Pattinson tarafından sergilenmiş. Fransız aksanlı İngilizce konuşması harikaydı. Açıp tekrar tekrar izlemelik.
Timothée Chalamet Hakkında Bilinmeyenler
The King’in Günahları
Filmin en büyük hatası ise bazı gerçekliklerin dışına çıkılmış olması. Örneğin başlarda IV. Henry’nin danışmanları ve lordlarla olan toplantısında, yaşı ufak genç bir lordumuz ki kendisi Percy Hotspur oluyor, krala karşı hakaret içeren konuşmalar yapabiliyor. Hakaret edebilir tabii ama normalde o masadan canlı kalkmasına izin verilmesi pek mümkün değil. Diğer başka bir kusur filmin kurgusu ile alakalı. Bazı sahne geçişleri çok hızlı yapılıyor ve devamlılık sıkıntısı var. 150 dakikalık bir film için büyük bir kusur bence. Anlatılacak çok şey olduğundan dolayı galiba, yönetmenimiz sahneleri gelişigüzel kesmiş ve birleştirmiş gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. Ama dönemin yansıtılması açısından dekorlar ve kostümler harikaydı. Outlaw King’de de aynı şekilde güzeldi.
Yazımın başında belirttiğim savaş sahneleri ise Agincourt Savaşı’nda yaşananları anlatıyor. Tarihsel gerçekliğine bakarsak filmde aynısını aktardıklarını söyleyebiliriz. Fransızların ana savaş gücünü ağır zırhlı atlılar ve piyadeler oluştururken, İngilizlerin okçu birlikleri ön planda. Age of Empires oyununu oynayan biriyseniz İngiliz okçularının ne kadar sağlam olduklarını zaten biliyorsunuzdur. Sadece oluşan savaş şartları İngilizlerin kurnazlıklarından mı yoksa şanslarından mı kaynaklandı bilemiyoruz. Zira bataklık olmayan bir bölge olsaydı, Fransızlar İngilizlerin içinden geçerdi.
Son olarak filmin sonunda V. Henry’nin evlendiği Fransız prensesini canlandıran kişinin Lily-Rose Depp olduğunu belirtelim. Kendisi soyadından da anlayacağınız üzere Johnny Depp’in kızı.