Sürükleyici Bir Psikolojik Gerilim Romanı: Trendeki Kız / Peki Ya Filmi Nasıl?
Orijinal Adı: The Girl on the Train
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 360
Baskı Yılı: 2015
Goodreads Puanı: 3.91 (1.805.030 oy)
Orijinal ismi The Girl on the Train olan Trendeki Kız kitabı, yıllar sonra okuduğum ilk Bestseller olarak tarihe geçti. Ve ironik olarak çoğunlukla trende okudum. Çok sevdiğim korku-gerilim türünün usta yazarlarından Stephen King, kitabı eline aldığı andan itibaren ara vermeden okumuş; Rizzoli & Isles serisinin yazarı Tess Gerritsen ise “Kaçırılmaması gereken bir başyapıt” demiş. Bunlar benim için yeterli referanslardı. Paula Hawkins‘in ilk kitabıymış aynı zamanda.
Trendeki Kız Kitabının Konusu Ne?
Sadece Amerika’da ilk 6 haftada 230.000 satan, New York Times Çok Satanlar listesine ilk haftadan 1. Sırada giriş yapan ve uzun bir süre orada yerini koruyan Trendeki Kız kitabının konusu, ana karakterimiz Rachel’ın her gün aynı trenle yolculuk etmesiyle başlıyor. Tren yolculuğu esnasında bir evdeki çifti izlemeye başlıyor. Çiftin başına beklenmeyen bir olay geliyor ve Rachel da olaya bir şekilde dahil olmaya karar veriyor.
Kitabı Önerir Miyim?
Kitap, çapraz kurgu ile günlük tarzında ilerliyor. Bu nedenle bölüm başlarındaki tarihleri akılda tutmak gerek. Gerilim ve korkudan çok karakterlerin psikolojilerine odaklanan bir kitap. Sıradan bir hikayeyi güzel bir kurguyla, gerçekten sürükleyici bir şekilde anlatıyor. Korku-gerilim filmleri ya da kitaplarından etkilenmeyenler boşuna alıp 360 sayfalık zamanını çöpe atmasın derim ama bu türe ilgi duyanlar için keyifli bir kitap olacaktır.
Şu aralar kafa dağıtmaya ihtiyacı olanlara da bu kitabı öneririm. Çünkü başka bir işle uğraşırken bile “Anna napıyor acaba, katil Rachel olabilir mi, Tom ne yapmaya çalışıyor?” diye düşünmekten kendinizi alamayacağınıza eminim. Ama genel olarak edebi değeri yüksek kitaplar okumayı tercih ediyorsanız, zaman kaybı olarak görebilirsiniz.
Peki Ya Trendeki Kız Filmi Nasıl?
Kitabı bitirdikten sonra filmini de izledim. Kamal Abdic, Megan ve Scott hiç hayalimdeki gibi değillerdi. Üstelik cancağızım Laura Prepon’ı hikaye açısından hiç de önemli olmayan Cathy rolüyle harcamışlar. Ayrıca koskoca Lisa Kudrow’u sadece 2 sahnesi olan Martha karakterine layık görmek de nedir? Tüm bunları kenara koyarsak oyunculuklar iyiydi, filme aktarılması zor bir kitap olduğundan –sahne geçişleri çok hızlı ve bazen kopuk olmasına rağmen- başarılı bir filmdi.
2016 yapımı, IMDb puanı 6.5 olan Trendeki Kız filmi, 1 saat 52 dakika sürüyor. Tate Taylor yönetmenliğinde Emily Blunt, Haley Bennett, Rebecca Ferguson gibi oyuncuların rol aldığı film, People’s Choice Favori Gerilim Filmi Ödülü sahibi aynı zamanda.
Kitabı okuyanlar ya da filmini izleyenler… Siz neler düşünüyorsunuz?
Trendeki Kız Kitap Alıntısı / Film Replikleri
“Mutlu olmak istiyorsan, herkes gibi yaşarken kimse gibi olma.”
“Eğilirsen basamak, dik durursan sığınak olursun.”
“Yakalayıp tutunmaya çalıştım ama ne kadar çabalarsam o kadar silinip gitti.”
“Aslında unutmamıştım. Yalnızca umursamamıştım.”
“Bildiğim tek şey, bir an her şey yolunda gidiyor, hayat güzelleşiyor ve hiçbir şeye ihtiyaç duymuyor, sonra bir anda uzaklaşmak için can atıyor, allak bullak, darmaduman oluyordum.”
“Bazen kendimi, sarılmak ve içten bir tokalaşma da dahil olmak üzere, başka biriyle en son ne zaman anlamlı fiziksel bir temasa geçtiğimi hatırlamaya çalışırken buluyordum ve kalbim sıkışıyordu.”
“Trenleri seviyordum, bunun nesi yanlıştı ki? Trenler muhteşemdir.”
“Bu, eve dönmek gibiydi: Herhangi bir eve değil, çocukluğunuzun geçtiği, bir yaşam süresi boyunca arkanızda bıraktığınız bir ev; merdivenleri çıkmanın tanıdık gelmesi ve hangisinin çatırdayacağını bilmek gibiydi.”
“-Bir şeye ihtiyacın var mı?
-Ben sana söylemiştim demeyecek birine ihtiyacım var.”
“Anne babalar çocukları dışında hiçbir şeyi umursamıyorlardı. Evrenin merkezi onlardı; bir tek onlar önemliydiler. Başka kimsenin önemi yoktu, ne kimsenin acısı ne de mutluluğu umurlarındaydı. Hiçbiri gerçek değildi.”
“Dürüst olalım, kadınlar hala iki şey için değer görüyorlardı: Görünüşleri ve anne olarak rolleri için. Ben güzel değildim ve çocuğumda olmadığı için nasıl biri oluyordum? Beş para etmez.”