Bir Çay Molasında Bitirebileceğiniz Kısacık Ama Derin Kitaplar
“Okumaya çok vakit ayıramıyorum, okuduğum kitabı da hemen bitirmek istiyorum.” diyenlerden misiniz?
ya da
“Öyle bir kitap okuyayım ki hem beni alsın başka diyarlara götürsün hem de bir kahve molasında bitiversin.” diyenlerden mi?
Stefan Zweig’dan Sabahattin Ali’ye, Dostoyevski’den Kafka’ya ve Saramago’ya kadar birçok usta yazarın klasikleşmiş kitapları var! O halde sizi, tam olarak bu isteklerinize uyan incecik ama dopdolu kitap önerilerimizle baş başa bırakıyoruz:
Satranç – Stefan Zweig (Sayfa Sayısı: 71)
Psikolojik çözümlemeleri ve olayları analiz edişi ile zaman zaman Dostoyevski’yi anımsatan başarılı yazar Stefan Zweig, New York’tan Buenos Aires’e giden bir yolcu gemisini konu alıyor. Neredeyse her kitabında Nazi döneminin karanlığını hissettiren Zweig, bu kitabı Brezilya’da sürgündeyken kaleme aldı. Karısıyla birlikte bir otel odasında başına poşet geçirerek intihar etmeden kısa bir süre önce tamamladığı kitapta, yolcuların arasındaki bir milyoner ile dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic’in satranç oynayışına tanık oluyoruz.
Bu heyecanlı satranç karşılaşmasını sessizce izleyen Dr. B, gizlice edindiği satranç kitabını okuyarak oyuna dair tüm incelikleri öğrenir. Kendi kendine ekmek içinden yaptığı taşlarla oynamaya başlar, zamanla onları kullanmayı bırakıp, taşları tamamen beyninden oynatır. Satranca duyduğu bu delice tutku yüzünden sinir krizlerine ve beyin ağrılarına yakalanan Dr. B’nin sürükleyici öyküsü sayesinde kısa ve etkili bir kitap okuma şansı yakalayacaksınız. Daha önce hiç Stefan Zweig okumayanlara ilk kitap olarak tavsiye edebiliriz.
Dönüşüm – Franz Kafka (Sayfa Sayısı: 104)
1915’te yayınlanan Dönüşüm, Franz Kafka’nın metaforlarla dolu anlatımı ile tüm dünyada yankı uyandıran klasiklerden. Kafka’nın en popular eseri olarak tanımlanabilir. Gregor Samsa bir gün uyandığında kendini dev bir hamam böceğine dönüşmüş olarak bulacak ve hayatı tamamen değişecektir. Kafka, kitap karakterini bir böceğe dönüştürerek aslında yozlaşmış aile ilişkilerine, toplumun genel geçer ve tiksindirici kalıplarına bir karşı duruş sergiler.
Gregor Samsa’nın böceğe dönüşmesinin ardından asla susmayan telefonları, artık işe dönmesi gerektiğini söyleyen aramalar, onu asla ‘olduğu gibi’ sevmeyen babasının zulmü (gerçek hayatında da babası ile arası asla iyi olmamıştır) ve arada kalan anne figürü ile Kafka’nın anlatımının doruğa ulaştığı kitabı. Gregor Samsa bir böceğe dönüşmüş olmasına ve ikinci bir kişinin yardımı olmadan ayakları üzerine kalkamıyor olmasına ragmen müdürü evine geldiğinde onunla görüşmek ister. Kapitalist sistemin çalışanlarını sadece bir köle olarak gördüğünü ve patronlar için yalnızca PARA anlamına geldiğimizi tam olarak bu kısımda yüzümüze çarpar Kafka.
Kendi ailesinden de yola çıkarak, “sizi bu dünyada yalnızca aileniz karşılıksız sever.” inanışını da kurcalar. Ilk okuyuşum da dahil her seferinde kendimi Samsa’nın yerine koyduğum bu muhteşem kitap hakkında daha çok şey yasmak istiyorum ama incecik, kısacık olduğundan hemen alıp okuyun ve yorumlarda buluşalım bence.
Fareler ve İnsanlar – John Steinbeck (Sayfa Sayısı: 128)
Fareler ve İnsanlar benim için tüm kitaplar içinde en değerli olanı. Çünkü ilk okuduğum ve bana kitapların dünyasını sevdiren eser. Pulitzer ve Nobel Edebiyat Ödüllü John Steinbeck bu kitabında, birbirine taban tabana zıt iki karakteri işler. İlk olarak 1937 yılında yayınlanan eser, iki mevsimlik işçi olan George Milton ve Lennie Small’un arkadaşlığını konu alıyor. Zeki ve Kurnaz George ile saf ve birazcık da akli dengesi bozuk Lennie, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı döneminde yaşadıkları trajik olayları konu alıyor. Steinbeck bu kitabı kendi deneyimlerini de katarak yazmış. Kitabın ismi neden Fareler ve İnsanlar? diye soracak olursanız, Robert Burns’ün To a Mouse (Bir Fareye) isimli şiirinden alındığını söylemeliyiz. Şiirin çok bilinen bir dizesini de şöyle bırakalım:
“The best laid schemes o’ mice an’ men/ Gang aft agley” (En iyi planları farelerin ve insanların / Sıkça ters gider.”
Sadece 128 sayfalık bu kısacık ama hayatınızın ileriki dönemlerinde tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz kadar etkili kitap, ABD’de orta öğretimde okuması zorunlu olan kitaplar arasında.
Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali (Sayfa Sayısı: 164)
Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sını bu listeye almasak ayıp etmiş olurduk. 1943 yılında yayımlanan eser, kitap haline getirilmeden önce 48 bölüm halinde Hakikat gazetesinde yayınlandı. Türk edebiyatının en önemli yazarlarından Sabahattin Ali, ikinci kez askerlik yaptığı sırada çadırında yazmış. Sağ kolunu incitmiş ama yazmaktan vazgeçmemiştir.
Dış dünyaya uyum sağlayamamış, sessiz ve melankolik, hep başkalarının istediği gibi bir adam olan Raif Efendi’nin sıkıcı ve monoton hayatı, Maria Puder ismindeki kadınla tanıştığında tamamen değişir. Kendisi sevmediği bir kadınla evlenmiş ve kendi hayatına kendi kararlarıyla yön verememiştir. Genç bir delikanlıyken babasının isteğiyle Berlin’e gittiğinde orada bir sanat galerisini gezer. Gördüğü tablolar arasında bir tanesi onu öylesine etkiler ki tablodaki kadına aşık olur. Günün birinde tablonun sahibi Maria Puder ile tanışır ve işte hikayemizin akıp gittiği nokta da tam olarak burasıdır.
Devamı gelecek…