Karantina süreciyle birlikte sonsuz bir film/dizi izleme döngüsüne girmiş bulunuyoruz. Tüm sevdiğimiz yapımları da burada önermeye devam ediyoruz. Son 2 ay içinde önerdiklerimizi şöyle bırakalım:
Beyin Yakan Netflix Film Önerisi: Fırtına Anı
2020 Yapımı Sarsıcı Bir Netflix Dizisi: Kalifat
2019’un En İyi Korku-Gerilim Filmleri
2020’nin En İyi Şovlarından Biri: Tiger King
Bir Oturuşta Bitirmelik Netflix Dizisi: Unorthodox
Sıra Dışı ve Çarpıcı Bir Netflix Filmi: Platform
The Platform’u Sevenlerin İzlemesi Gereken 8 Müthiş Film
Bu yazımız ise tamamen kafanızı dağıtmaya yönelik. Şu an dünyada pek çok can sıkıcı şey varken, kafanızı biraz olsun dağıtmak için bu 5 filmi önermek istedik. İşte üstüne düşünmenizi gerektirmeyecek, basit ve keyifli birkaç film önerisi…
2. Dünya Savaşı yıllarında Hitler sempatizanı olan küçük bir çocuk, annesinin evin tavanına sakladığı Yahudi kız, güzel renkler ve orijinal bir hikaye… Yeni Zelandalı başarılı yönetmen Taika Waititi’nin 2019 yapımı bu müthiş filmini izlemediyseniz, karantinada izlenecek filmler listenize hemen ekleyebilirsiniz. Kafası çok farklı çalışan, kendine has tarzı ile sevenlerini kendine hayran bırakan yaratıcı yönetmen Waititi’nin bu filminde dramı ve komediyi bir arada bulabilirsiniz. Scarlett Johansson, Taika Waititi, Roman Griffin Davis, Thomasin McKenzie eşliğinde keyifli bir yolculuğa çıkmak isterseniz, bu filmi kaçırmayın.
Jojo Rabbit Konusu: Hitler sempatizanı Jojo Betzler ismindeki sevimli çocuk, annesinin evde Yahudi bir kızı sakladığını öğreniyor ve ne yapacağını şaşırıyor. Bu durum, en yakın ‘hayali’ arkadaşı Adolf Hitler olan Jojo’nun kafasını karıştırıyor (Jojo’nun hayali arkadaşı olan Adolf Hitler’i yönetmen Taika Waititi canlandırıyor). Annesinden gizli bir şekilde Yahudi kız ile iletişime geçen küçük Jojo, onunla politika, savaş ve ırksal sohbetler ederek Yahudilik hakkında daha çok bilgi edinmeye çalışıyor. Bu sohbetler sırasında nefis ve bir o kadar da hüzünlü diyaloglar duyacaksınız. İzleyeceğiniz en sevimli II. Dünya Savaşı filmi olacağının garantisini veririm.
Öncelikle Adrift ne demek? Türkçeye “Sürükleniş” olarak çevrilen Adrift, nişanlı bir çiftin teknesinin okyanusun ortalarına doğru sürüklenişini anlatıyor. 2018 yapımı Adrift filmi gerçek bir olaydan uyarlanmış.
Adrift filminin konusu: 1983 yılının eylül ayında tekneyle Tahiti’den San Diego’ya giden nişanlı bir çiftin kasırgaya yakalanması ve hayatta kalma mücadelelerini anlatıyor. Başrolde Shailene Woodley ve Sam Claflin var ve gerçek hayatta bu olayı yaşayan kişilere fiziksel olarak hakikaten benziyorlar.
Sık sık geçmişe dönerek çiftin normal yaşamlarından kesitleri izlememizi sağlayan film, doğada hayatta kalma mücadelesinin yanı sıra duygusal bir aşk hikayesini de yansıtıyor. Tami Oldham ve Richard Sharp’ın gerçek hikayesinden yola çıkan “Sürükleniş”, flash-back’ler ile geçmişten kesitler sunması ve halüsinasyon sahneleri ile bu türün tüm klişelerini kullanmış. Türe yeni bir soluk getirdiğini söylemek imkansız olsa da kasırga sahneleri gerçekten izlenmeye değer. Ayrıca yaşanmış bir hikaye olduğunu bilmek sonucunda ne olacağını merak ettiriyor. Karantinada izleyebileceğiniz çerezlik filmlere rahatça ekleyebilirsiniz.
Filmin yönetmeni olan İzlandalı Baltasar Kormakur daha önce 101 Reykjavik, The Deep, Everest gibi dram, gerilim ve aksiyon filmleri ile izleyici karşısına çıkmıştı.
Jack London’ın Vahşetin Çağrısı isimli ölümsüz eserinden uyarlanan “Call of the Wild” sadece köpekleri seven ve bembeyaz karla kaplı manzaralara bayılan kişiler için bile 10/10 film. Bu kitabın bizde yeri ayrı. Çok severek okuduğumuz, Jack London’ın tasvir yeteneğiyle okumakla kalmayıp adeta Buck’la birlikte yaşam mücadelesi verdiğimiz nefis bir hikaye… Okumayan varsa bu vesileyle önermiş olalım.
Vahşetin Çağrısı filminin konusu: Buck isimli bir kızak köpeğinin Kaliforniya’daki sıcak ve mutlu yuvasından koparılarak Alaska’nın vahşi yaşamına götürülmesi ile hayatının tepetaklak olmasına şahit oluyoruz. Gün geçtikçe bu zorlu yaşama uyum sağlamaya başlayan Buck, bu süreçte kendini tanımaya da başlayacaktır.
Parasite filmi ile 2019 En İyi Film Oscarı’nı kucaklayan Güney Koreli yönetmen Bong Joon Ho’nun filmi. Karantina döneminde Bong Joon Ho’nun tüm filmlerini izlemeyi hedefliyorum ve şu ana kadar izlediğim filmleri beni hiç yanıltmadı (İzlediğimiz tüm filmleri, favorilerimizi ve oylamalarımızı şuraya kaydediyoruz, dilerseniz takip edebilirsiniz). Filmin başrolünde tabii ki Bong Joon Ho’nun vazgeçilmez oyuncusu Park Gang-Doo var. Korku, komedi, bilimkurgu, fantastik, drama, aksiyon ve gerilim ögelerini başarılı bir şekilde buluşturan filmi, bu dönemde keyifle izlenecek yapımlar arasına eklemek istedim.
Gelelim Yaratık filminin konusuna… Kore’de yer alan bir Amerikan üssünde bol miktarda kimyasal madde var. Bu kimyasalların çoğunu tozlandığı ve eskidiği için nehre karışacaklarını bildikleri halde lavabodan dökerler.
Kamu Spotu: Lütfen yemeklerde kullandığınız yağları lavaboya dökmeyin. Deniz, akarsu ve göle karışan atık yağlar, kuşlara, balıklara ve diğer canlı türlerine zarar veriyor. Su kirliliğine sebep olmasının yanında kanal borularına yapışarak kokuya ve böcek oluşumuna sebebiyet veriyor. Yağları soğuduktan sonra bir kavanozun ya da bidonun içinde biriktirebilirsiniz. Ayrıca 444 28 45 no’lu Alo Atık Hattı’nı ararsanız gelip alıyorlar.
Lavabodan dökülen kimyasallar nehirde yaşayan bir canlının mutasyon geçirmesine sebep olur. Han Nehri dolaylarında çekilen film, minik bir büfe işleten ailenin yaşadıklarına odaklanıyor. Açlıktan insanlara saldırmaya başlayan canavar, bu ailenin küçük kızını yakalayıp kaçırır. Parçalanmış ailenin fertleri kızı kurtarmak için bir araya gelir. Hükümet, ölümcül bir virüs saçan bu yaratığı öldürmeye yönelik operasyonlarda bulunduğunda durum daha da kötü bir hal almaya başlayacaktır.
Güney Kore sinemasının komedi / dram kolunu sevenlerin izlemesi gereken bir film. Bong Joon Ho, 2006 yapımı Yaratık filmi ile profesyonelliğini konuşturmuş. Sıradan bir öyküden 2 saatlik sürükleyici bir aksiyon filmi çekebilmek herkesin yapabileceği bir şey değil. Bong Joon Ho, tüm filmlerinde yaptığı gibi tam gerilecekken araya bir espri sıkıştırıyor, karakterlerin beklenmeyen mimiklerine güldürüyor, ciddi izlenmesi gereken yerlerde kendi tarzı ile durumu absürt komediye çeviriyor. Film kendini merakla izletiyor fakat günümüz görsel efekt teknolojisi ile karşılaştırıldığında bu ‘yaratık’ oldukça yapay görünüyor. Zaten film Hollywood tarzı yaratık filmlerinden çok uzakta. Bence bu problem değil, tüm klişeleri yıkmak için çekilen bir Kore filminden kahraman olmasını beklemek büyük bir hata olur.
Okyanusun orta yerinde mahsur kalma, su altı canavarları, köpekbalığı saldırıları… Maalesef çok klişe bir senaryoya sahip olsalar da bu tarz filmleri izlemeye bayılıyorum. Jason Statham’ın başrolde olduğu 2018 yapımı Meg: Derinlerdeki Dehşet filmini de bu nedenle izledim.
Meg: Derinlerdeki Dehşet konusu: Uluslararası sualtı gözlem programı ile okyanusa açılan bir deniz sualtısı, tarih öncesinden kalma büyük bir yaratık tarafından saldırıya uğrar. Oysa herkes tam iki buçuk milyar yıl önce bu yaratığın soyunun tükenmiş olduğunu düşünüyordur. Pasifik Okyanusu’nun derinliklerinde hasar görmüş bir halde duran denizaltındaki mürettebatı kurtarmak için daha önce de bu canavarla karşılaşmış olan derin deniz kurtarma dalgıcı Jonas Taylor görevlendirilir. Taylor, 23 metrelik dev Megalodon ile mücadelesinde başarılı olabilecek midir?
Bizi Takip Edin:
Twitter
Instagram
Letterboxd
Youtube
Dark, Netflix, TENET ve daha birçok konudan bahsettiğimiz podcast’lerimizi dinleyebilirsiniz:
Soundcloud: soundcloud.com/kulturflix
Spotify: https://spoti.fi/2ZSJhFy
iTunes: https://apple.co/2AnbCJh
Spreaker: https://bit.ly/3cj1HBR
TV+ ve tabii, bir iş birliği anlaşması imzalayarak UEFA Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi ve…
TV+, Sylvester Stallone'nin başrolde olduğu popüler suç draması Tulsa King’in 2. sezon fragmanını yayınladı. Tüm…
TV+, başrollerini Luke Hemsworth ve Oscar ödüllü oyuncu Morgan Freeman'ın paylaştığı Gunner filminin yayın tarihini…
Bu yaz İstanbul'da TV+ sponsorluğunda bir açık hava sinema şöleni düzenlenecek. 9 Temmuz'da başlayacak ve…
Turkcell'in popüler müzik uygulaması fizy, yeni müzik ve magazin serisi 'Popcast'i tanıttı. Bu özel videocast…
Türkiye’nin süper içerik platformu TV+, 9 günlük bayram tatilinde izleyicilere keyif dolu seçenekler sunuyor.Her yaş…