Uzun zamandır bir Netflix orijinal yapımından bu kadar keyif almamıştım. Hem hayallere dalıp gideceğiniz hem de zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınız bir film olmuş Rose Island… Karantina günlerinde çerez niyetine izleyebileceğiniz çok tatlı bir film önerisi aynı zamanda.

Diğer Karantina Film Önerilerimiz için tıklayın!

Filmi izlemeye başlamadan önce gerçek bir hikayeden uyarlanmış olduğunu bilmek çok önemli. Bu detayı bilmeden başlarsanız, muhtemelen çok saçma bir film olduğunu düşünüp yarıda kapatabilirsiniz. Ama işin en fantastik kısmı, bu olayın gerçek olmasında yatıyor!

Herkes hayalinde bir ada satın almak ister ama bu abimiz işi bir adım öteye götürüp kendi adasını inşa etmiş! Üstelik zengin filan da değil… Eee nasıl oluyor bu iş derseniz, Rose Island ya da Rose Adası filmi konusu, incelemesi, oyuncuları, gerçek hikayesi ve çok daha fazlası için sizi yazının devamına alalım.

Yıl 1968… Özgür düşüncelere sahip İtalyan mühendis Giorgio Rosa, yasaları, hukuku, kuralları kafaya takmadan birtakım icatlar yapıyor. Kendi arabasını yapıp plaka takmamak gibi…

Fazla hayalperest olması, kendi bildiği yolda ilerlemesi ve kuralları takmaması, sevdiği kızın onu henüz olgunlaşmamış bir erkek olarak görmesine sebep oluyor. Ama tabii kızcağız o zamanlar Giorgio Rosa’yı biraz fazla küçümsediğinin farkında değil.

Hem eski sevgilisinin tavırları hem de özgür bir şekilde hareket edemiyor oluşu aklına bir fikir getiriyor: “Neden kendi dünyamı yaratmıyorum?”

1925 doğumlu çılgın mühendis bir gün kendi adasını kurmak istediğine karar veriyor. Bir teknesi ve kafasına göre bir arkadaşı var. Zaten başka da hiçbir şeye ihtiyacı yok.

Adriyatik Denizi’nde 400 metrekarelik bir platform inşa ederek heyecan dolu hayatına ilk adımı atıyor. Sonuçta “Önemli olan dünyayı değiştirmiş olmak değil mi? Ya da denemiş olmak.”

Giorgio Rosa ve inşa ettiği Rose Adası’nın fotoğrafı.

Gerçekte de 1968 yılında denizin ortasına inşa ettiği Rose Adası Cumhuriyeti, bir süre bağımsız bir şekilde kalıyor. 1969 yılında ise İtalyan hükümetinin talimatıyla İtalya’nın egemenlik hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle havaya uçuruluyor. Peki nasıl denizin ortasına kafasına göre ada inşa edebilir ki insan?

Giorgio Rosa, hiçbir ülkenin sahiplenmediği uluslararası suları araştırıp, Rimini açıklarında İtalyan kara sularının 6 mil uzağında olan bir bölgeye inşa ediyor adasını. Hiçbir ülkenin egemenliğinde olmayan sularda yani…

Rosa, adayı 43 yaşında kuruyor. Netflix belgeselinde ise üniversiteden yeni mezun olmuş biri olarak gösterilmiş. Adanın resmi dili belirleniyor, vatandaşlık verilip pasaport bastırılıyor, daha neler neler.

Aranızda “Rose Adası Cumhuriyeti’ni” daha önce duyan var mı? Varsa bile çok azdır diye düşünüyorum. Bunun sebebi Giorgio Rosa’nın inadıymış. Bu inanılmaz ada kurma hikayesini filme almak için daha önce defalarca teklif götürülmüş. Giorgio hiçbirini kabul etmemiş.

2017 yılında 91 yaşındayken vefat etmeden kısa bir süre önce hikayesinin bilinmeyen yönlerini yapımcılara anlatmak konusunda ikna olmuş.

Yönetmen ve senarist koltuğunda Sydney Sibilia’nın oturduğu Rosa Island yani orijinal ismiyle “L’incredibile Storia Dell’isola Delle Rose” filmi işte bu şekilde çekilmiş.

İtalyan filmleri ile aranız nasıl bilemiyorum ama bu filmi lütfen izleyin. 68 kuşağının özgür ruhuna birebir uyan, hayalperest insanları gaza getireceğine inandığım bir yapım.

Bizi Takip Edin:

Twitter
Instagram
Letterboxd
Youtube

Film ve dizi önerileri, sinema haberleri, Justice League, Falcon and the Winter Soldier ve daha birçok konudan bahsettiğimiz podcast’lerimizi dinleyebilirsiniz:

Soundcloud: soundcloud.com/kulturflix
Spotify: https://spoti.fi/2ZSJhFy
iTunes: https://apple.co/2AnbCJh
Spreaker: https://bit.ly/3cj1HBR